27 Şubat 2019 Çarşamba

-Mobing Timsali-

   Bu sabahın 6 buçuğunda staja gitmek için bindiğim otobüste büyüğün küçüğe uyguladığı mobingi açık bir şekilde gördüm. 
  Hava karanlık ve herkesin gözünden uyku akıyorken otobüse sevgili olduklarını anladığım üniversite öğrencisi bir kız-bir erkek bindi. Erkek, otobüs kartını bastığında makinenin parayı alabildiğini belirten o ses(dıdıngg) duyulur gibi oldu fakat aynı anda da 'yetersiz bakiye' sesi geldi. Erkek, aslında kartında para olduğunu ama neden yetersiz bakiye sesi duyulduğunu anlamadığını söyledi. şoför gülümsedi ,erkek de kızla birlikte önlerde boş bulduğu bir koltuğa oturdu.
1 dakika sonra sesler yükselmeye başladı. Erkekle şoför hummalı bir tartışma içindeydiler. Erkek, ''Ben hırsız mıyım ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu'' diyordu. Şoför de ''Bas kardeşim kartını o zaman bedava oturabileceğini mi sanıyordun?'' diyordu.
    Sonra erkek, anlamıyor musun kartımda para vardı istersen internetten de gösteriyim basıp basmadığımı diyor ve defalarca benzer cümleleri kuruyor ama kendini inandıramıyor. Sevgilisi de yanında onu sakinleştirmeye ve şoförden özür dilemeye çalışıyor. 
Ama şoförün karın ağrısı nedir bilinmez kendinden küçük olduklarını defalarca vurguladı ve sürekli ''Öğrenci adamsın bak düzgün konuş, öğrencisin bak bana sesini yükseltme, öğrencisin bak karşımda düzgün dur'' cümlelerini kustu. Erkek en son kartına internetten para yükleyip gidip bir hışımla tekrar bastı ve ''Ben, benden büyük olduğun için saygıyı senden öğrenmeyeceğim,öğrenciliğimi de küçüklüğümü de benim yüzüme vurmayı bırak artık'' diye bağırdı. Sonunda önde oturan bir adam erkeğe ve kız arkadaşına olayın sakinleşmesi gerektiğini söyleyerek onları arka koltuklara doğru ilerletti.
   Olay yine şaşırmadığım şekilde bitti. Büyük olan haksız olduğu halde yine ve yine alttan alındı. 
Evet şoför ,erkek kadar sesini yükseltmedi çünkü o anlarda karşısındaki öğrenciyi tahrik etmekle meşguldü. Tabi tüm bu olaylar olurken şoför beyimiz otobüsü durdurup arkaya dömüş haldeydi. E etkli tahrik için kafanın rahat olması gerekir değil mi? 
   Olayı gören herkes erkeğin asla hırsız gibi otobüse binmeyecek bir insan olduğunu şıp diye anlardı inanın ,kızın da aynı şekilde. Kızın kavga çıkmasından korktuğu için şoförden yalvarır gibi özür dilemesi ve otobüsten inmek için sevgilisine yalvarması hala gözlerimin önünde. 

Küçük olduğu için hatta ve hatta öğrenci olduğu için asla alttan almak zorunda değildi. Ama pislik ve kavga ile beslenen yurdum insanları yüzünden alttan almak zorunda kalınıyor çoğu ortamda. O erkek de, biraz otobüsteki insanlar için biraz da sevgilisi için belki de hırsız denmesini içine gömüp arka koltuklardan birine geçti.

Haklının haksızı değil, haksızın haklıyı alttan aldığı günler diliyorum herkese💜

26 Şubat 2019 Salı

Kırlangıç Çığlığı- Beyoğlu'nun En Güzel Abisi

Polisiyesever olarak yine iki Ahmet Ümit eseri ile kendimi burada buldum. Bana ayrı bir haz veriyor Ahmet Ümit'in dili nedendir hiiç bilmiyorum ama iki kitabı da bir çırpıda bitirdiğimi çok iyi biliyorum. Otobüste midesi bulanan biri olarak iki kitabı da otobüslerde bitirdim valla. İlk kitap ile başlıyorum hemen😄
Kırlangıç Çığlığı- Ahmet Ümit

   ''Vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem?'' cümlesi ile başlıyor Ahmet Ümit'in bu son çıkan kitabı. Bu cümle tam olarak kitabın içeriğini ve hissettirdiği duyguları tanımlıyor gerçekten. Kitap yine Nevzat Başkomiser ve ekibinin bir cinayet haberi alıp olay yerine ulaşması ile başlıyor. Fakat bu seferki ceset ,katilin vermek istediği mesajlarla süslü. Çocukların oyun alanındaki kum havuzunda bulunan cesedin gözleri kırmızı kadife bir göz bağı ile bağlanmış, sağ kulağının yarısı alınmış ve ensesinden girip ağzından çıkan tek kurşunla öldürülmüş. Bir de bu kadar ilginç cinayetin üzerine Nevzat Başkomiser öldürülen adamı tanıdığını, yıllar önce ölen kızını taciz eden bir adam olduğunu söylüyor. Sonrasında olaylar tamamen sarpa sarıyor.
   Bu kitabı okurken insan olarak türümden bir kere daha iğrendiğimi söylemek istiyorum. Bu dünya nasıl iyi bir hale gelir gerçekten bilmiyorum. Sen, ben, biz iyi olunca hiçbir şey değişmiyor, dışarıda hala bin bir türlü kötülük kol geziyor.
Bu kitapla ilgili söyeleyecek bir ton şeyim var ama söyleyemiyorum.
Okumanızı çook tavsiye ederim.

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi - Ahmet Ümit

   ''Aşk, yaşamı; cinayet, ölümü sıradanlıktan kurtarır.''. Yazarın Tarlabaşı'nı çok güzel anlattığı ve eski halini çok özlediğini sürekli dile getirdiği bu kitap da bu bölgede bulunan bıçaklanmış bir ceset ile başlıyor, Engin Akça. Engin' den sonraki cinayetlerle de çıkmaza itiyor. Roman boyunca bir mafya grubunun yalanları, aşkları, cinayetleri, acımasızlıklıkları, intikamları arasında yuvarlanıyoruz.  Evet, bu kitapta gerçekten aşk ve ölümü bir arada okuyoruz. Cinayetlerin arasına sıkışmış aşklar mı yoksa aşkların arasına sıkıştırılmış cinayetler mi ? Karar vermek imkansız.Kurulan örgütler, hayatın tokadını yemiş sokak çocukları, pavyon sanatçıları...Hepsinden bir nebze eklemiş yazar. Bu arada Nevzat Başkomiser'e neden Beyoğlu'nun en güzel abisi sıfatı verildiğinin anlatıldığı kısım en güzel kısmıydı kitabın. O sayfalardaki duygu bana fazlası ile geçti.
 Ortaya güzel bir roman çıkmış fakat ne yazık ki katili önceden tahmin ettiğim için Kırlangıç Çığlığı gibi hevesle okumadım bu kitabını.

Bu aralar stajımda boğulduğum ve boğulacağım için yeni bir kitaba başlayamadım. Ama en yakın zamanda yeni bir kitap önerisinde buluşmak üzere hoşçakalıın💛

24 Şubat 2019 Pazar

The Sinner👍

   İlk bölümden bomba gibi düşen bir dizi, tek cümle ile. Üç günde on altı bölümü sildim süpürdüm. İpucu vermeden bahsedecek olursam:
   İki sezondan oluşan bir polisiye dizi. Fakat iki sezonda da farklı konular işlendiği için her sezon mini dizi tadında. İki sezonun tek ortak oyuncusu Bill Pullman, yani Dedektif Harry Ambrose. Dizide sabrına hayran kaldım gerçekten.
     İlk sezonun ilk bölümünde evli ve bir oğlu olan Cora Tannetti adında bir kadının hayatını görüyoruz .  Sonra bölümün bir yerinde olaylar kopuyor. Kopmak ne kelime çığırından çıkıyor. 'Ne oldu ya şimdi' dedirtiyor ekran başında. Cora karakterini canlandıran Jessica Biel'in efsane oyunculuğu da bunu haklı kılıyor. 
    İkinci sezonda da 13 yaşındaki Julian karakterini görüyoruz. Cinayet ile başlayan dizi içine bir çok yan hikaye alarak farklı karakterlere yoğunlaşıyor. İlk sezondaki gibi tek bir olay üzerinden değil daha çok farklı insanların nasıl olaya entegre edildiğini görüyoruz.
 Karakter yoğunluğundan bazı açık kapılar bırakılmasına rağmen ikinci sezon ile birinci sezon arasında seçim yap derseniz yapamam.
   Çünkü dizinin ana teması apaçık 'empati'. Dizi boyunca Dedektif Ambrose'un empati yeteneğine odaklandım ve 'ben olsam ne yapardım' dedmekten kendimi alamadım.

   Dizi katili en başından gösterip sadece' Katil cinayeti neden işledi?' sorusuna cevap aratıyor. Beni en etkileyen tarafı şüphesiz bu oldu.
 Daha iyisine denk gelene kadar herkese önereceğim dizi budur kesinlikle. 
İzleyin ,izletin
Kendinize iyi bakın, hoşçakalıın 💓


19 Şubat 2019 Salı

Dexter - Sis ve Gece

    Bana seri katili sevdiren dizi olma özelliği taşıyor. Dizi boyunca Dexter'a zarar gelmesin istedim ne yalan söyliyim. (Hannibal'da da Göktuğ aynı hisse kapılmıştı.)
      2006-2013 yıllarında yayımlanan ve sekiz sezondan oluşan bir dizi. Dexter Morgan, Miami cinayet masasında çalışan kan analiz uzmanı. Aynı zamanda çocukluğunda yaşadığı bir olaydan beri seri katil olarak yaşamına devam ediyor. Hayatı boyunca öldürme içgüdüsüyle hareket ettiği için dışarıdan değişik görünen bir adam. Ama kendini kamufle etmeyi de çok iyi başarıyor. Sürekli iç sesiyle kendini analiz ediyor ve bunu size geçirebiliyor. Diziyi bu karakter analizine yoğunlaşarak izledim.  Dizi boyunca Dexter'ın kendini aşmasına ve değişimine şahit oluyoruz. Bu dizide aklımdan çıkmayacak ikinci karakter şüphesiz Debra, Dexter'ın kız kardeşi. Her cümlesinin başında bir küfür bulunuyordu, başında olmazsa bile sonuna mutlaka ekledi. Oyunculuğu ise bir efsaneydi ,özellikle de son 2-3 sezonda.
   Yabancı kültürlerin günlük yaşamlarını izlemeyi sevdiğim için bu diziyi de hiçbir sahnesini kaçırmadan izlemeye çalıştım. Çünkü dizi sadece cinayetler ve Dexter'dan oluşmuyor. Dizinin diğer oyuncularının da hayatlarına dahil oluyorsunuz. Sorunlarına çözüm arıyorsunuz. İçlerini okuyorsunuz. Bu yüzden izlerken dizideki karakterlere sinirlenip televizyona doğru hamle yaptığım bile oldu.
   Sezon finalleri gayet güzeldi, ama 4. sezonun eline hiçbiri su dökemez tabiki. İlk defa bir dizide gözyaşlarımı tutamadım.

İzlemediyseniz izleyin derim ben.
Dipnot: Göktuğ benimle aynı fikirde değil, dizinin 5. sezonundan sonra izlemeyi bıraktı.

Sis ve Gece- Ahmet ÜMİT

Yine başrolün düşüncelerinin arasında kaybolup gittiğim bir Ahmet Ümit romanı. Evli ve iki çocuğu olan MİT görevlisi Sedat, genç bir güzel sanatlar öğencisi olan Mine'ye aşıktır. Fakat kız ortadan kaybolmuş ve Sedat onun peşine düşmüştür. Roman aşk romanı tarzında ilerleyecek gibi görünse de yakın geçmişin sorunlarına da odaklanılmış aynı zamanda. Kitabı sevdim fakat -yazarın ilk polisiye romanı olduğundan olabilir- biraz çiğ kalmıştı olay örgüsü diğer kitaplara göre.
💧💧💧

Yeni bir kitaba başladım bile, yeni bir diziye de başlamak ümidiylee💛
 


2 Şubat 2019 Cumartesi

Bitenler #1

Biten ürünler yazılarını okumayı seviyorum, peki ya ben niye yapmıyorum dedim, koştum, geldim. Seri bile başlattım, umarım devamı gelir 😎
                         
Farketmediğim halde bir çok şey bitirmişim. Hemen başlıyoruum 😊
Bausch+Lomb Biotrue Lens Solüsyonu: Lens kullanmaya başladığımdan beri bu solüsyonu kullanıyorum. Çok memnunum. Gözyaşı içeriğine en yakın içeriği barındırdığını okumuştum. Kullanım süresi dolduğu için atıyorum, yenisi açıldı bile :)

Maybelline Age Rewind Concealer:  Kaçıncı tüpüm bilmiyorum. Kusurları çok güzel örtüyor ama aynı zamanda da ince yapılı ,o yüzden hiç ağırlık yapmıyor. Başka bir kapatıcı deniyorum şu sıralar. Bunun fiyatı gereksiz uçmuş durumda.

Essence I Love Extreme Maskara: Güzel bir maskara. Dolgunluk veriyor. Gün sonunda da kolayca çıkarabiliyorum. İkincisini kullanmaya başladım.

Essence Kaş Sabitleyici Maskara: Yer çekimine karşı koyamayan kaşlarım için sabitleyici olarak şimdiye kadar hep bunu kullandım. O yüzden bir karşılaştırma yapamıyorum. Gün sonuna kadar olmasa da gün ortasına kadar sabitliyor. Ancak ürünün kapağı çabuk kırılıyor. Wet'n Wild markasındaki muadilini öneririm ben.

Oriflame Ascendant Erkek Parfümü: Kardeşimin 3-4 yıldır kullandığı tek parfüm. İlk kokladığımda yoğun bir meyve kokusu alıyorum. Sonra odunsu, vanilyalı bir kokuya dönüşüyor. Traş losyonu gibi olan erkek parfümlerini sevmeyenler için bir alternatif olabilir belki.

Mendiva Cep Mendili: A101'de indirimdeyken almıştım beşli paketini. Çok güzel kokuyor. kurumuyor da. Bu markanın ıslak mendillerini seviyorum. Keşke beyaz sabunlusunun da cep mendili olsa🙏( Göktuğ da bayılır beyaz sabun kokusuna(!))

L'oreal Paris Renk Açıcı Jel: Bu daha ilk tüpüm. Saçlarımdaki etkisini farkedebiliyorum. Hafif hafif ,tam istediğim gibi açıyor rengini. Biraz daha açmak istediğim için ikincisini de alacağım sanırım. Bu arada sprey formu ile arasında fark olduğunu duydum çevremden. Sprey formu turuncuya dönük, jel ise sarıya dönük ve daha doğal açıyormuş rengi.

Sensodyne Beyazlatıcı Diş Macunu: Beyazlatıcı etkisini göremedim. Sensodyne'in her türü dişlerimdeki hassaslığa çok iyi geldiği için diş macunum olmaya devam ediyor.

Avon Gliserinli El Kremi: Alışveriş yazımda da yazmıştım, Kış aylarında ellerimin kuruluğunu çok kısa bir zamanda düzelttiği için sürekli aldığım bir krem. Yağlı his bırakmıyor. Kokusu da doğal. Artık katalogdan kaldırdıkları için internet sitelerinden alıyorum.

Fa Lotus Çiçeği Kokulu Deodorant: Bir ferahlık ve güzel bir koku verdiği doğrudur.48 saat kuruluğu vadediyor fakat yok öyle bir şey :) Bir de yasemin kokulusunu denemek istiyorum meraktan. Tabiki içeriğinde alüminyum var .

Benri Hindistan Cevizi Kokulu Krem: Gratisten almıştım.Buram buram kokuyor asla da yağlı his bırakmıyor ama gelgelelim ki hiçbir işe de yaramıyor. Sadece anlık kurtarışlar yapıyor. Bir daha almayacağım ürünlerden.

💭💭💭

Ürünler bu kadardıı. Bir dahaki bitenlerde görüşmek üzere o zaman.
Kendinize iyi davranıın 💓




Yaşanılası

  Allah der ki “Kimi benden çok seversen onu senden alırım”…. Ve ekler: “Onsuz yaşayamam” deme, seni onsuz da yaşatırım.   Ve mevsim geçer, ...