Bu haftanın konusu sevgili Kuyruksuz Kedi/ Manxcat' den gelmiş. Konunun fikri de sevgili Denize Bakan Ev' den gelmiş. Yazılarını ve altındaki yorumları mutlaka okuyuun. Hatta bu konu hakkında her yazan çok güzel yazmış hepsi okunmalı.
Her hafta bir konuda bu kadar saygılı tartışabilmemiz bulunduğumuz yüzyılda biraz zor, ama biz bunu başarıyoruz. Yazmayanlar varsa hafta bitmeden yazsınlar lütfeen . Ne kadar çok fikir o kadar bakış açısı...
Sorumuza geçelim.
Kadın ve erkek arasında cinsel bir yakınlık olmaksızın gerçek bir dostluk olabileceğine inanıyor musunuz? Olursa nasıl olur? Yakın mı, mesafeli mi? Eğlenceli mi, sıkıcı mı?
Hani ağır dekolteli bir kıyafet giyen kadına cesur derler ya ( gram hazetmem bu konudan da) aynen onun gibi bazı kesimin cesur diyebileceği bir soru olmamış mı bu? Çok normal oysaki , hep de kendimi ve çevremdekileri gözlemleyerek sorguladığım bir durumdan bahsediliyor.
Küçükken farklı düşünüyordum bu konuda, küçükken dediğim ilkokul 7. 8. Sınıftan bahsediyorum, bir olay yaşamıştım onu anlatıp hemen neden farklı düşündüğümü anlatayım.
Özel bir okulda okuyordum. Bu yüzden sınıfımda ailesinin parasıyla hava atan, hedefi sadece herhangi bir bölümde okuyup babasının şirketinin başına geçmek olan, günlerini sadece birilerini tavlamak için harcayan bir çok kişi vardı. Küçük bir kısmı da gerçekten derslerine odaklananlardı. Benim en sevdiğim kısımdı bu ve ailemin o okula bazı şeylerden fedakarlık yaparak para verdiğinin ve beni kötü bir ortamdan uzaklaştırabilmek amacıyla oraya gönderdiklerinin farkındaydım. Bu sebeptendir de sadece o küçük azınlıkla arkadaştım. Çok da yakın olduğum bir erkek arkadaşım vardı bu azınlıktan. Çok yakınlık demek, soruları beraber çözmek, kantinde bir çay içmek , simit ayran ikilisine gömülmek falan. Akşamları da bazen mesajlaşıyorduk, naber kaç soru çözdün bugün tarzı falan işte, bazen de tabiki genel geçer o günkü duygularımız.
Sonra bir gün veli toplantısı geldi çattı. Toplantıdan sonra annem beni çekti bir kenara, dedi ki sınıfınızdaki X' in annesi bugün benim gözümün içine baka baka çocuğunun sabahlara kadar biriyle mesajlaştığını ve bu durumdan hiç hoşnut olmadığını söyledi ve oğlu uyuduğu zaman telefonuna bakmış o kız tarafından gelen bir çok mesaj olduğunu görmüş oğlunun kendini derslerine vermesini istediğini ve böyle şeylerle vakit harcamaması gerektiği kanaatindeymiş, o sen misin dedi. Sabahlara kadar kısmına katılmasam da evet ben konuşuyorum bazen X'le , arkadaşım o benim dedim. Annem hayır konuşmayacaksın bir daha ve X'e de bu konudan bahsetmeyeceksin asla dedi. Ben annemle kavga ettim ve çocukluk aklımla da X' le arama büyük mesafe koyup, onun ne oldu neden benimle konuşmuyorsun artık sorularını cevapsız bıraktım.
Gel zaman git zaman okul sonu oldu, yaz tatiline girdik. Bir gece X' ten sevgi sözcükleriyle dolu bir mesaj geldi. Bana karşı duyguları olduğunu söylüyordu. Telefonun karşısında kalakalmıştım. Arkadaşlarım da vardı yanımda onlar da korkmuştu hatta halimden öyle hatırlıyorum. Sebebi güvenimin çok büyük sarsılmış olmasıydı. O mesaja ne cevap verdim ne de bir daha X i gördüm. Bir de ben,biz arkadaşız anne bu kadar cani olma diye diye kavga etmiştim annemle.
Demem o ki o zamandan sonra üniversitenin ortalarına kadar bir kadınla bir erkeğin normalce arkadaşlıklarını sürdüremeyecekleri kanaatindeydim yani. Bir taraf düşünmese de diğer tarafın aklı cinsellik ya da aşk gibi duygularla kaplandığı an o arkadaşlığa verilen dağ gibi emek, içi bomboş bir çukura dönüşüyor.
Lisede bu konunun değişmemesi de etrafımda kurulan ilişkilerin bir süreden sonra sevgililiğe dönüştüğünü birçok kez görmemden dolayıydı.
Üniversitenin ortalarından sonra aramızdaki ilişki çok çok güzel gelişen erkek arkadaşlarım oldu. Aynen kız arkadaşlarımla konuştuğum gibi, karşımda bir erkek olduğunu değil sadece bir insan olduğunu düşünerek içimi açtığım, her türlü konudan çekinmeden konuşabildiğim bu arkadaşlarımdan çok memnundum,hala da öyleyim.
Şimdi bu konuya çok farklı bakıyorum. Bu konu hakkında yazmış olduğunuz yazıların çoğuna katılıyorum doğal olarak. Dostluk temel olarak sevgi,saygı, güven ister. Bunlar tamı tamına olduğu sürece aradaki arkadaşlık farklı yönlere kaydırılmaya çalışılmaz kanımca.
Yine de ülkemizde iki tarafın da aynı fikirlere sahip olmasının biraz zor olduğu fikrindeyim. Özellikle de iki tarafında ya da sadece bir tarafın partneri olmadığı sürece... Aynı fikirde olunduğundaysa ben çok eğlenceli olabileceğini düşünüyorum ama yine de erkek arkadaşlarımla, kız arkadaşlarımla olduğumdan daha çok eğleniyorum diyemem. İkisi de aynı yerde benim için.
Aynı fikre sahip olup arkadaşlık kurabildiğimiz kişileri de tutup bırakmamalıyız. Çünkü güzeldir farklı fikirleri duymak, farklı bakış açılarından bakılabilen bir sohbete dahil olmak.
Çok sevdim bu konuyu, hakkında yazı yazmaktan da çok keyif aldım. Blog ortamı buna ne kadar müsait, keşke her ortamda insanlar birbirine bu kadar saygılı olabilse diyorum bir de.
Bir sonraki ağaç ev sohbetlerinde görüşmek üzere 💚
Benim şarkıyı yapıştırmışsın gözümden kaçmadı.
YanıtlaSilNe diyorsuun,o gün hemen dinleme listeme almıştım zaten. Bu yazıyı yazarken de onu dinleyince, dedim neden koymıyım ki :D
SilO tabular olmasa daha kolay gelişmez miyiz ülkece zaten. Bu konuda açıkça konuşulabildiği için ben çok mutlu oluyorum gerçekten. Çok teşekkürler :D
YanıtlaSil