Aslında bu mimde sadece 13 yıl öncesine gideceğiz. Okuduğum blogger arkadaşlarımın içinde 50 yıl öncesine gidenler olduğu için bana çok da bir şey anlatamayacakmışım gibi geliyor mektupta ama olsun. Bir başlayalım belki gelir gerisi. Belki de o 10 yaşındaki kıvırcık kıza söyleyeceklerim çoktur.
Sevgili kıvırcığım,
Öncelikle şuradan başlamam gerekir ki ileride bu gür saçın hala var olacak ama kıvırcıklığından eser kalmayacak. Çünkü annen saçlarını kısa kesecek çok yakın bir zamanda. Eğer o sınıfındaki ismini hatırlamadığım kız yüzünden bitlenmeyi önleyebilseydin saçlarının kesilmesini de önleyebilirdin belki bilmiyorum.
Şuan hayata dair çok amacın yok biliyorum. Sadece annenle baban artık kavga etmesin istiyor olabilirsin, çok şey yaşadın biliyorum. Ama kötü günler geride kalacak, daha iyiler. Aklın orada kalmasın.
Liseye kadar çok başarılı devam edeceksin derslerine. Evet Fen Lisesi kazanacaksın ailenden pek de uzağa gitmeyeceksin ama yurt deneyimi yaşayacaksın. Bu yurt deneyimi hayatın ve seçimlerin için inanılmaz şeyler katacak sana, erken olgunlaştıracak seni. Ve seni üzmek istemezdim ama lisede derslerinde çuvallayacaksın. Hazır ol diye söylüyorum bunları sana. Şok olma nolur. Sadece hayatın keyfini çıkar. Sen çıkarsan da çıkarmasan da yıllar geçiyor.
O lisede mutlu olmanı sağlayacak tek şey ikinci sınıfta tanıştığın erkek arkadaşın olacak. Ona sımsıkı tutun dememe gerek yok, çünkü hayattan azıcık da olsa tat almayı ancak onun sayesinde başarabileceksin. Söylememe gerek yok sanırım ama hala onunlasın.
Ha bu arada okuldaki yönetime ve hocalarının bazılarına gerektiğinde karşı çıkmayı bil lütfen.
Ailenden çok fazla destek görmeyeceksin bu konuda, 'her zaman öğretmen iyisini düşünür' diye yetişmişler haksızlık etmeyelim ama sen tek başına karşı çıkabilirsin hepsine. Seni ve arkadaşlarını sadece yurtta kaldığınız için aşağılamaya kalkan okul müdürü sana bağırmaya yeltenip okuldan atmakla tehdit ettiğinde ve din öğretmeninin sana bir konuda iftira attığında lütfen ileride mutlaka onların karşısına çıkacağını söyle. Ne yaparlarsa yapsınlar bildiğin yoldan dönme, sen doğrusun, onlar kötülüğün vücut bulmuş hali.
Üniversitede hiç tahmin etmediğin bir şehri ve neredeyse Z planı olarak gördüğün bir mesleği kazanacaksın. Ama merak etme o direttiğin sağlık alanındasın. Hatta yüksek lisans için diretiyorsun şimdi de :) Bu konuda son söyleyeceğim şey lütfen İngilizce'ye yabana atma ve kendi başına da bir şeylere çabala.
Çevrendekiler bu meslek seçimin yüzünden ne kadar sırt çevirse de sana, umursama. Hepsi, özellikle annen en sonunda kabulleniyor bu durumu, yeter ki sen mesleğinin ve seçiminin arkasında dik dur. Ağlamaktan bunu pek başaramayacaksın ama dene.
Kendini bazı anlar yalnız bazı anlar çaresiz hissedeceksin. 'Bu halim ebedi kalacak bu durum asla düzelmez' diyerek uyuduğun günler geçiyor güven bana. Bitmez dediğin her günün ardından o güneşi batırıp ertesi gün yepyeni bir güne uyanıyorsun.
Üniversiteyi kazanarak gittiğin şehirle birlikte ruhunun her yerine işleyecek özgürlük ve sen kendini bulacaksın tam anlamıyla. Kendin gibi hissederek düşüncelerini söylemekten pek de korkmayacaksın. Kendini tanıdıktan bir süre sonra da blog yazmaya başlayacaksın. Öyle tuhaf tuhaf bakma kağıda, şuan b'sini bile bilmiyorsun biliyorum ama karşına çıktığında düşüncelerini açıklayabildiğin bu yeri bulduğun için çok seveceksin.
Görünüşünü ve kullanmaya yeni başladığın gözlüğün sana yakışmadığını kafana takmamaya çalış, Lise sonda o gözlükten lense geçiş yapacaksın ve arkadaşların evrim geçirdiğini düşünecek. Çok şaapma yani, geçecek 😁
Gülüşün hala değişmedi. Sana kapı zili lakabını takacak olan sevgilin her an bu zili çalmaktan çekinmiyor.
Hala insanlarla telefonda konuşmayı çok sevmiyorsun. Hala az arkadaşın var ve bu durumdan mutlusun. Annenin seni düzeltmeye çalıştığı şu konu var ya sinirlendiğinde sesinin yükselmesi durumu hani. Hah bu durumu biraz törpüleyeceksin ama yeterince iyi olamadın hala.
Ve sana yalvarıyorum çevrendeki herkesle bol bol fotoğraf çekin, onları her mutlu anda konuştur çektiğin videolarda. Çünkü daha sonra elinde bir tek o güzel anılar kalacak.
Son olarak lütfen yakın sandığın arkadaşlarına bile içindekileri tamamıyla anlatma. Üzüleceksin onları yüzüne vurduklarında.
Sana söyleyebileceklerim bu kadar Küçük Ben.
Gülüşünü hiç kaybetme. Yıllar çabuk geçiyor.
Seni sen olduğun için çok seviyorum
İmza
23 yaşındaki Sen
6 Kasım 2019 / 18.30
Ben mimlenmeden fikri çok sevdiğim için yaptım. Okuyan ve 10 yaşına seslenmek isteyen tüm arkadaşlarım yapabilir tabiki, hepsini okumaktan büyük mutluluk duyarım. , Benim mimlediklerim de şöylee:
Esaretsiz Tilki
Yaşamdan Yazılar
Nuroviç
Hep sevgiyle kalııın💓
O kadar güzel ve uzun uzun yazmışsın ki:) Giriş cümlen aklıma geldi hani elli yıl sonra sana blog sayfaları yetmeyecek anlaşılan:)))
YanıtlaSilDimi ya :))) 50 yıl sonra mı, hiiç bilmiyorum, sizin enerjinizin yarısı bende olsun 50 yıl sonra :D O kadar muhteşem bir fikir ki bu, insanın yazdıkça yazası geliyor. Gerçek olmasını isteyeceğim kadar güzel :))
SilÇok samimi ve içten olmuş yahu. Ne güzel.. Bu geçmişe mektup mimi cidden çok iyi olmuş :)
YanıtlaSilYa beğenmene çok sevindim, evet harika bir buluş :D
SilÇok çok çok teşekkür ederim içime huzur doldu. 10 yaşındaki halime yanlış şeyler yazmak istemem doğrusu :))) Evet hiçbir şey geçmeyecekmiş gibi ve özelimi anlattığım arkadaşlarım o özelimi sonsuza dek saklı tutacakmış gibi olan hislerimi bastırmam gerektiğini hatırlatmak istedim küçük İrem'e :D
YanıtlaSilŞahane bir mektup olmuş... Ben o 10 yaşındaki kızın öğrendiklerini çok sevdim ♥
YanıtlaSilEvet ben de çok mutluyum öğrendiklerinden :)) teşekkür ediyorumm 💕
SilÇok güzel yazmışsın.Kalemine sağlık.Bende yazmayı deneyeceğim ama bu kadar güzel bir şaheser çıkar mı bilemiyorum :)
YanıtlaSilEn baştaki girizgahıma baksanaa :) gerçekten hiçbir şey yazamayacağımı düşünmüştüm ama hayatın sana tüm öğrettiklerini o hiçbir şeyden haberi olmayan 10 yaşındaki küçüğüne anlatmak isteyeceksin eminim. Kısa da olsa uzun da olsa saçma da olsa mantık abidesi de olsa yaz sen. Mutlaka okuyalım :)) Şimdiye kadar beğenmediğim hiç olmadı kii
Silçok duygulu bu ama azcık da hüzünlü olmuşşş :)
YanıtlaSilEvet ya hiç mi güzel şeylerden bahsetmez bir insan :)) napıyım küçüklüğüm gerçekten güzel geçmedi, özellikle ikinci paragrafta söylediğim şeyden dolayı :D
Silevet haklısın.
SilBen de senin lisedeki halin gibiyim.Hiçbir zaman hocalara karşı çıkamam utanırım.Bu huyumu hiç sevmiyorum ama yapamıyorum işte.Ve az ve öz arkadaşlar her zaman iyidir.Umarım gülüşünü hiç kaybetmezsin.Bu arada adımı değiştirdim.Nedenini bilmiyorum. :)
YanıtlaSilGereksiz yere saygısızlık yapmamak şartıyla karakterimize laf etmelerine de izin vermemeliyiz, tabi o yaşlarda insan çekingen oluyor çok normal. Bazı kötü insanlar da bundan yararlanarak üzerimize geliyorlar zaten. Gülüşümüzü hiçbirimiz kaybetmeyeliim :)) Aovv Esrarengiz olmuşsuuuun ay neden değiştirdin kii çok merak ettim :) İllaki vardır bir sebebi yahu 😍
SilKıvırcık kızlar genelde afacan ve neşeli olur ama o talihsiz bit kazası ile kesilen saçlarınla beraber karakterin de mi değişti ki acep ? :)) Hüzünlü günlerinin geride kalmasına sevindim ama :))
YanıtlaSilAhh o bit kazası yedi beni :) Aslında neşeli ve afacan olduğum doğru hala çok neşeliyim ama içimde de çok karamsarım, çok iyi bri çocukluk geçirdiğim söylenemez o yüzden :)) Geçti tabiki çocukken daha fazla etkileniyor insan her şeyden :D
SilHer şeye rağmen istediğin mesleği yapman için direnmen çok saygı duyulacak bir şey. Bu seni manevi anlamda daha da büyütmüştür. Mim için çok teşekkürler 😀 Yapacağım.
YanıtlaSilEvet çok direndim zorlandım ama başardım :)) Rica ederiim neler yazacağını merak ediyorum bekliyoruuum 😄
SilVe bu mim sayesinde ben de sizi tanıdım.😊 Mektubunuz duygu yüklü ve çok güzel. O kıvırcık kızın başını okşamak istedim okudukca. Her kes çok güzel öğütler yazıyor. En çok bunu sevdim. Mimi yapmanız beni çok mutlu etdi. Minnetdarım.❤
YanıtlaSilÇok teşekkür ederiim :)) fotoğrafımı da oraya iliştirdim ki yazarken ben deokşayabileyim diye :) Asıl bu mim beni çok mutlu etti , yüreğinize sağlık 😍
Sil